18 Aralık 2015 Cuma

2016

TÜRKÇE (For English please scroll down.)

Yeniyıl havasına kaptırıyoruz kendimizi; sokaklar süsleniyor, televizyonda radyoda reklâmlar parayla, olmadı krediyle mutluluk satın almaya teşvik ediyor, Noel'in kutlandığı ülkelerde ise insancıl mesajlı hikâyeler tekrar anlatılıyor... bir yandan komşu ülkelerde bizim de ufak ufak bulaştığımız korkunç bir iç savaş, yaşanmaz hâle gelmiş şehirler, oralardan kaçan, daha iyi bir hayat ümidiyle yüzlerce kilometre yürüyen, lastik botlarda telef olan, ulaşabilseler de gittikleri ülkelerde istenmeyen insanlar. Zaten bir zamandır kendi öz iç savaşımız da başladı, aldı yürüyor. Hâla birşeyleri kutlayacak hâli olan var mı? Suriye'de başı kesilmekten kaçarken umut yolunda boğulan Ege'de boğulan çocuklar varken Noel Baba masalları anlatılabilir mi?

Bu seneki neşesiz yeni yıl resmimiz bu ortamın ürünüdür.

Bugün onlar, yarın biz- ya da siz!

ENGLISH

The holiday season is upon us; it is already Advent in the Western World, with Christmas only a week off. Then comes the New Year, with jubilation and fireworks. TV and radio commercials tell us to shop ourselves into a state of happiness. Those observing Christmas are already retelling humane parables. Meanwhile, a vicious civil war rages just beyond our borders, often spilling over. Crowds of people flee devastated cities, trek thousands of kilometers and brave open seas in rubber boats in hope of a better life in lands that ultimately don't want them! Meanwhile, keeping up with the neighbors, we now have our very own civil war going on. Does anyone still feel like celebrating anything? Can we go on telling Santa Claus stories when children escaping beheading in Syria end up drowning in the Aegean?

This is our excuse for the cheerless drawing on our new year message this year.

There but for the grace of God go I- and you- and we all!