5 Nisan 2013 Cuma

KORKAK TAVŞANLAR BİLE- EVEN FRIGHTENED BUNNIES

TÜRKÇE (For English please scroll down.)

Bu illüstrasyonu 8 Nisan 2013'te Silivri Ceza İnfaz Kurumu önünde yapılacak protesto eylemine kendim de katılacağımı bildirmek için hazırladım. Tavşan yürekli de olsa bir çizgi filmci asla korkak olamaz, çünkü bizim filmlerimiz daima iyiliğin kötülüğü en zorlu şartlarda bile yenmesini konu eder. Kare kare çizebilir miydik inanmasaydık? Ve inançsız yapılsalardı, o filmler o kadar güzel olabilir miydi? Bu illüstrasyonu nasıl kullandığımı görmek için burayı tıklayın!

 
ENGLISH

I made this illustration to announce that I too would be attending the demonstration before the Silivri prison compound outside Istanbul on April 8th, 2013. Be he a man, a mouse, or a bunny, an animator can never be a coward, because our animated films are about the victory of good over evil against all odds. Could we have drawn it all frame by frame if we hadn't believed? And without belief and conviction, could those films have been so beautiful? To see how I used this illustration, click here.

HARP VE SULH HAKKINDA- ABOUT WAR AND PEACE

TÜRKÇE (For English please scroll down.)

Yine Manajans yıllarımdan özel bir animasyon çalışması, 1983-87 arasında bir zaman! Bu sefer konum oldukça sağlamdı, ne yazık ki bu çalışma da fazla ilerleyemedi. İnsanların sık sık dile getirdikleri "barış" ve "kardeşlik" özlemlerine ilk engelin kendi hırsları ve saldırgan içgüdüleri olduğunu anlatan bu hikâyecik için çok az sahne yapabildim; en gösterişli ve uzunu da bu oldu!

O zamanlar elimin altında kolay ulaşılır bir test sistemim olmadığı için animasyonlarımı çok "flip" ağırlıklı yapıyordum. "Flip", bir elle çizerken bir yandan da kâğıtları beşer beşer diğer elin parmakları arasına alarak hızla arka arkaya indirmek ve böylece hareketi görmek, yani hareketin kendisini çizmeye çalışmaktır. (Sonradan burada arkadaşlarla bunu "çırpmak" olarak Türkçeleştirdik.) Test imkânım kısıtlı olduğu için zamanlama ve akıcılığı tamamen bu şekilde yakalamaya çalışıyordum. Çalışmanın sonunda şirketin kameramanına rica eder, animasyon stand'ına bir kamera monte ettirir, film üzerine bir test çekerdim. Eğer düzeltme gerekirse bu testler iki, hatta üç defaya çıkabilir, ama daha fazla olamazdı. Bugünkü hemen el altındaki kolay kullanılan test programları olsaydı bu sahnenin zamanlaması daha çeşnili olurdu, bu hâliyle biraz yeknesak ve uyuşuk. Yine de karakterin rehavetine uyuyor.


My years at the Manajans ad agency in Istanbul again, between 1983-87. This time I had a pretty strong concept: though people may well talk about "peace" and "brotherhood", their own covetous and aggressive instincts will be the first obstacle to the ideal! Unfortunately, I made very little headway on that project- this is the longest complete scene.

In those years I had no access to a quick, practical linetest system. I relied heavily on "flipping" for fluidity and timing. When my scene was complete I would ask a camera technician from the agency to mount a camera on the company's animation stand for me, and shoot a test on film stock. Mostly, I had to do with just one test. If I felt corrections were needed, I would make as many as three, but not more! Had the easy-to-use pencil test programs of today been available in those years, I would have had a better variation of timing in this scene; now it's a bit languid and monotonous. At least it does enforce the relaxed mood of the character.

4 Nisan 2013 Perşembe

ÇÖPKEDİSİ- TRASHCAT

TÜRKÇE (For English please scroll down.)

Şu günlerde eski animasyonlarımı ayıklayıp düzenliyorum; bir kısmı Amiga'mın "Take 2" programında kilitli, bir kısmı kasetlerde. Onları bugünkü dijital tekniğe çevirirken görülmeye değer bulduklarımı da burada paylaşıyorum. 

Aşağıda gördüğünüz çöp kutusuna atlayan kediyi 1983-87 yılları arasında çalıştığım Manajans'tayken serbest bir çalışma olarak yapmıştım. Patronum Eli Acıman ajans işlerine engel olmadığı müddetçe iş saatlerinde bu tür özel çalışmalar yapmama karşı çıkmıyor, bilâkis destekliyordu. (Bkz. "Kaktüs'ün Doğuşu" ve "Bir Ejder Hikâyesi", 21 Şubat 2012.) Aklıma bir küçük hikâye geldiği zaman storyboard'la uğraşmadan hemen bir sahnesini çizmeye başlıyordum. Bu tabii ki tamamen yanlış bir yaklaşım, ama birşeylerin hareket ettiğini görmek için o kadar sabırsızlanıyordum ki kendimi alamıyordum. Sonra aklıma yeni bir fikir gelince eskisini bırakıyordum.

Manajans'ta geçirdiğim dört senenin sonunda elimde bitmiş bir film yoktu ama yaptığım parça buçuk animasyonlar Don Bluth'un İrlanda'da açtığı stüdyoda animatör olarak iş bulmamı sağladı.  


ENGLISH

I am investing some time in rescuing my old animation work from videocassettes and my old Amiga "Take 2", and the ones that I feel worth sharing I put here on my blog.

Here is one from my years at Manajans, an ad ageny in Istanbul. I worked there from 1987 to 1989, and because I had a very understanding boss- his name was Eli Aciman- I was allowed to work on my own animation ideas between assignments, making free use of company time. (See also "The Birth of Kaktüs" and also "A Dragon Tale", February 21st 2012). I would come up with a story idea and start animating a scene from that story straight away, which is not the right way to do it but the urge to see things moving was so strong, it made me impatient! Inevitably, after a scene or two, my mind would drift to another idea and I would start animating on that!

At the end of my stint at Manajans I had no complete independent film to show for the four years there, but a demo cassette with assorted scenes that earned me my job as animator at Don Bluth's studio in Dublin. (Sullivan Bluth Studios.)