10 Aralık 2016 Cumartesi

2017

TÜRKÇE (For English, please scroll down.)

Geçen sene karamsar bir kutlama resmi oldu (bkz. "Yeni Yıla Girerken" 4 Ocak 2016.), bu sene geleneği daha ferah birşeylerle devam ettirmek isterdik. Bu kadar oldu. 

Metin Voltaire'in kara mizah Candide romanının son cümlesidir. Romanın kahramanları, tutulacak bir tarafı kalmamış bir dünyada felaketten felakete sürüklendikten sonra nihayet huzura erecekleri bir köşe bulurlar. Ve şu işe bakın ki bu son huzurlu köşe Türkiye'de bir bahçeymiş. Dalga geçmiyorum, roman gerçekten öyle bitiyor. Çok yakındaki payitaht şehri entrikayla kaynamakta, ama gözden uzak bu bahçeciğe yerleşen arkadaşlar olanlardan etkilenmezler. 

Artık bahçelerini ekip biçmekle yetineceklerdir; başka yapabilecek birşeyleri yoktur.

Lâle'nin köydeki bahçesini düşünmemek zor. (Bkz: "Lâle ve 'Şale''si", 7 Ekim 2011.) Oradaki Lâle bahçesiyni "ekip biçerken" ben de odamda uzun saatler dağılmadan çalışabiliyorum. Televizyon yayını almıyoruz, internet de çekmiyor!

Gittikçe her yönden kontrolden çıkan bir ortamda kendi dünyamıza dönme, tekrar kendi yaratıcılığımızla başbaşa

kalma arzu ve özlemimizi ifade etmek istedik. Bakalım derme çatma tahta perdemiz ne kadar dayanacak!
Ben daha bu yazıyı yüklerken
Beşiktaş'ta bombalı saldırı oldu.
(Görüntü medyadan.)


Mutlu yıllar!

Renkler için Lâle'ye danıştım. I consulted with Lâle for the colors


ENGLISH

Last year, we could not offer a cheerful image on our traditional seasonal greetings. (See: "Coming into the New Year", 4 Ocak-January 2016.) This is the best we are able to offer.

The caption is the last sentence of Voltaire's Candide, a masterpiece of dark humor.

The protagonists wander across the face of a world gone mad, finally finding a semblance of peace in a little garden in, of all places, Turkey. I'm not making this up, that's really how the novel ends. The nearby capital seethes with intrigue and rocks with power struggles but leaves our heroes untouched in their sequestered idyll.

Henceforth, they are to find contentment in cultivating their garden only; anything beyond that is unattainable.

It's hard not to think of Lâle's village garden in this connection. (See: "Lâle and her 'Chalet'", 7 Ekim-September 2011.) There, I have a chance to concentrate for hours in my room while Lâle "cultivates her garden". We receive no TV, and the Internet is too weak.

We wanted to express our wish to return to our own world and be left alone with our own creativity in a country and
geography spinning rapidly out of control. We'll see how long our feeble palisade holds!

Even as I was uploading this entry, there was a
bomb attack in Beşiktaş, Istanbul.
 (Image from the media.)

 

Season's greetings! Happy new year!

22 Kasım 2016 Salı

ÇİZGİ FİLM BAYRAMI-2016- HAND-DRAWN ANIMATION DAY

TÜRKÇE (For English please scroll down.)

Kalem kâğıtla yapılan canlandırmanın bir asırlık çok onurlu bir birikimi varkenüç boyıtlu bilgisayar teknolojisi gelişince tarihin tavanarasına atılmasını, canlandırmanın primitif hâli sayılmasını hiçbir zaman hazmedemedim. Bu duyguları paylaşan meslektaşlarla ve eşimle özellikle çizgi filmi, yani çizilerek yapılan filmi başlıbaşına bir sanat dalı olarak kutlamak için Çizgi Film Bayramı'nı önermiştik. Tarih 18 Kasım olacaktı, Miki Fare'nin 1928'de Steamboat Willie filmiyle ilk defa seyirci karşısına çıkmasının yıldönümü. (Bkz: "Çizgi Film Bayramı", 10 Eylül 2010, "Çizgi Film Bayramı", 18 Kasım 2013, "Çizgi Film Bayramı", 18 Kasım 2015). Başkalarını bilmiyoruz ama biz hâla kutluyoruz.

Kutlama için kullandığım kısa canlandırmayı 2005'te, Maltepe Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olduğum günlerde, o okulun canlandırma bölümü için hazırlamıştım. (Bkz: "Maltepe Animasyon", 16 Eylül 2010). Benimseyip kullanmadıklarına göre yeniden sahiplenip çizgi film bayramını temsil için kullanabilirim diye düşündüm.

Bu sene çizgifilm dünyasından yakın arkadaşlarımız aileleriyle bize geldiler, ve çok güzel bir bayram oldu! Çizgi film seyrettik, konuştuk, politikadan uzak durmaya çalıştık, çocuklar gülüşüp bağrıştılar. O günden bazı anları bir klip olarak derledim, aşağıya ekledim. Yukarıda bahsettiğim canlandırma sondadır. Müzik ise Mozart'ın "Türk" operası "Saraydan Kız Kaçırma"'dan. (Die Entführüng aus dem Serail).

Vaktiyle Maltepe Üniversitesi için yapmış olduğum bu canlandırmayı bu sene Çizgi Film Bayramı için tekrar kullandım. Aşağıdaki klibin sonunda görebilirsiniz. Tek başına görmek için buraya tıklayın.

For this year's "Hand-Drawn Animation Day" I reused this animation I once made for Maltepe University. It appears at the end of the videoclip below. To see it on its own click here.

videoclip
ENGLISH

Hand-drawn animation using pencil on paper has a proud past that spans a century; this being so, I cannot bear to witness it thrown into the attic of history, considered the primitive form of what is seen as the maturity achieved through new technologies. Some friends, my wife and myself came up with the idea of having a day dedicated to hand-drawn animation only, as an art in its own right, chosing November 18th, the day Mickey Mouse met the moviegoing public for the first time with Steamboat Willie in 1928.(See: "Hand-Drawn Animation Day", 10 Eylül-September 2010, "Hand-Drawn Animation Day", 18 Kasım-November 2013, "Hand-Drawn Animation Day", 18 November-Kasım 2015.) We don't know about anybody else, but we're still celebrating.

To mark the occasion, I reused an bit of animation I had done in 2005 for the animation department of Maltepe University, where I was teaching at the time. (See: "Maltepe Animasyon", 15 Eylül-September 2010.) They aren't using it, so I decided to reclaim and reuse it for Hand-Drawn Animation Day.

This year we had close friends from the industry over at our place, and it was a great celebration! We watched and talked about animation, tried to steer flear of politics, the kids laughed and shouted. I edited together some home videos I shot that evening, you can see it just before the English text. The above-mentioned animation comes at the end. The music is from Mozart's "Turkish" opera, "The Abduction from the Seraglio" (Die Entführung aus dem Serail).



22 Ekim 2016 Cumartesi

PEGASUS'U TANIMAK-GETTIN' TO KNOW PEGASUS

TÜRKÇE (For English please scroll down.)


Dilekler gerçekleşir, yeter ki bir yıldıza dilek tut ve inan: Disney felsefelerinin en tanınmışıdır bu. Bir çizgi filmci olarak en büyük dileğim de Disney’de çalışabilmekti. Bu 1996’nın Haziran ayında gerçekleşti, hem de sıkıcı Los Angeles’te değil, sanat şehri Paris’te. Diğer bir deyişle Disney felsefesi beni hayâl kırıklığına uğratmadı.

Ama oraya girince gördüm ki asıl iş daha yeni başlıyor. Pegasus ekibine alınmıştım ama bana hemen sahne vermediler; önce karakteri tanımak durumundaydım.

Modelleri etüd edip karakteri çeşitli pozlarda ve değişik ifadelerle çizmem gerekiyordu. İncelemem için filme kaydedilmiş at hareketleri tedarik edildi.

Her animatöre karakterinin mükemmel bir heykelini veriyorlar. Ben de güzel Pegasus heykelimi çeşitli açılardan çizdim.

Birkaç deneysel canlandırma da yaptım. Özellikle kanatların atı taşımasını nasıl inandırıcı yapabileceğimi araştırıyordum.

Derken ilk sahnelerim geldi ve uçuş türbülanslı başladı. Fakat süpervisörüm Ellen Woodbury’nin yardımcı yaklaşımı ve bilinçli yönlendirmesiyle kısa zamanda sakin semalara ulaştım.

Aylar sonra, 1997’nin başlarında prodüksyonun sonuna doğru birbirine bağlı iki sahne verildi. Pegasus Hades’in başındaki alevi üfleyip söndürüyor, sonra da yaptığına katıla katıla gülüyor. Özellikle gülme planını büyük bir keyifle yaptım. Hayâllerimi gerçekleştirip bir Disney animatörü olmuştum ve ilk uzun metrajlı film sürecimi başarıyla nihayetine erdiriyordum, duygularmı bilinçli olarak karaktere aktardım. Orada gülen aslında Pegasus değil, benim! Hatta kaba çizimlerini de sakladım, hâlâ durur. (Hades’in canlandırması benimdeğil, büyük ihtimâlle Bolhem Bouchiba.)

Solda: Karakterlerini daha iyi tanımaları için animatörlere heykelleri verilir. Burada bana düşen Pegasus heykeli.

Left: Animators are given sculptures of their assigned characters as reference. This is the Pegasus sculpture that fell to me.
Yukarıda Pegasus için etüdlerim. Üstteki iki tanesi verilen heykelden. Alt solda sanat şehri Paris'te III. Alexandre köprüsünün iki başındaki dört heykelden biri. Alt sağda ise bir espri.

Above are some of my studies for Pegasus. The top two are drawings of the sculpted model. Bottom left: inspiration from the city of Art, one of the four sculpture groups at the ends of the Alexandre III bridge in Paris. Bottom right: a joke.
 
 Pegasus için deneme canlandırmalarım. 
My test animation with Pegasus.

Pegasus'un keyfi- ve benim de keyfim!
Pegasus pleased with himself-as I was at the time.

"Gülen Pegasus" sahnelerini çizdiğim günlerden bir fotoğraf. Arkamdaki takvime göre Ocak 1997.
Üstte sağda Pegasus'un model heykeli gözüküyor.

A photo from the time I was working on the "laughing Pegasus" scene.
According to the calender behind me it's January 1997.
You can see the sculpted model of Pegasus on the top right.


ENGLISH 

Wish upon a star, believe, and your dreams will come true: a very Disney life philosophy. And my own wish, as an animator, had been to work for Disney. That came true in June 1996, and not inboring Los Angeles but in Paris, city of art! So I can say the Disney philosphy did not disappoint me.

But once in, saw the work was just starting. I was assigned to the Pegasus crew, but before I was allowed to animate the character, I had to get to know him. I had to study the modelsheets and draw him in various poses and expressions. I had to study horse movements recorded on film.

By procedure, each animator is given a beautifullly sculpted model of their character and I drew mine from different angles. I even made some experimental animation to study, among other things, how make the wings plausibly lift the horse.

Then the real work started. The first few scenes I animated for the film encountered some turbulence but thanks to the able and supportive supervision of Ellen Woodbury, it was smooth flying the rest of the way. 

Months later, towards the end of production in early 1997, I was given a pair of hookup scenes of Pegasus blowing the flame off Hades’s head, and then laughing at the result. I particularly enjoyed animating the laugh because I put in  my own joy and satisfaction in having become a Disney animator, successfuly bringing my first feature work to a close. That was really me laughing there! I even kept the original roughs; still have them! The animation of Hades, by the way, is almost certainly by Bolhem Bouchiba.